Ermeni Nizamnamesi Nedir? Kısaca “Her Şeyin Bir Kuralı Var!”
Bugün size, bir nevi tarihi bir “kurallar kitabı”ndan bahsedeceğim: Ermeni Nizamnamesi. Eğer “Bu da ne ya?” diye düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz. Ben de bu konuya ilk kez göz attığımda, aklımda “Ermeni nizamnamesi mi, nizam nasıl bir şey, ne zaman yazılmış?” gibi sorularla kafayı sıyırmıştım. Ama bu yazıyı yazarken anladım ki, her şeyin bir kuralı var; bazen sadece doğru kitabı bulmanız gerekiyor.
Evet, nizamname dediğiniz şey aslında bir tür “yönetmelik” ya da “kanunname” oluyor. Osmanlı’da, Ermenilerin kendi toplumsal düzenlerini sağlamaları amacıyla hazırlanan bir dizi kural var ve buna Ermeni Nizamnamesi deniyor. Bu yazının sonunda kafanızda “Neymiş bu, ne gereği varmış?” soruları yerine, daha çok “Nizamnameye uygun muymuş?” diye soruyor olacaksınız. Kiminin komik, kiminin ciddi tarafları var ama gelin, birlikte keşfedelim.
Ermeni Nizamnamesi: Tarihsel Bir Konteks
“Ermeni Nizamnamesi nedir?” sorusunun cevabı, aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlü yapısına dayanıyor. Osmanlı’da farklı etnik ve dini topluluklar vardı ve her birinin kendine özgü kuralları vardı. Ermeniler için hazırlanan bu nizamname de, onlara hem günlük yaşamda rehberlik etmek hem de devletle ilişkilerini düzenlemek amacıyla ortaya çıkmış. Özetle, Ermeni halkı için belirli kurallar koyan bir tür “toplumsal düzen kitabı” gibi düşünebilirsiniz. Hani, “Yaşamınızda biraz düzen olması gerek” diye size tavsiye eden biri vardır ya, işte tam o hesap.
Ama gerçekten, işin komik tarafı şu ki; Ermeni Nizamnamesi, sanki herkesin “Nasıl yaşamalıyız?” sorusuna cevaben yazılmış. O zamanlar, halkın her türlü ihtiyacını karşılamak için “yönetmelikler” hazırlamak normaldi. Kısacası, Osmanlı’da birinin “Neyse, nizamnameyi yazalım da bir sorun olmasın” demesi, tıpkı bugün “Bir işyeri kurallar kitabı” yaratmak gibi bir şeydi. Gerçekten, o dönemdeki “kurallar” biraz daha sıkıydı.
Ermeni Nizamnamesi: Günlük Hayatta Uygulama
Diyelim ki 19. yüzyıldasınız ve Ermenisiniz. Sabahları işe gitmeden önce saçınızı nasıl yapacağınızla ilgili 5 farklı seçenek var, ama hangi seçeneğin doğru olduğunu kimse bilmiyor. Hah işte, Ermeni Nizamnamesi devreye giriyor! Bu nizamname, o dönemdeki sosyal düzeni sağlamaya çalışan bir tür “Hayatınızı düzene sokma kitabı”ydı.
Bir yanda insanlar işlerini düzgün yapmaya çalışırken, diğer yanda devlet ve toplumun kuralları arasında da denge kurulmaya çalışılıyordu. Tam bir “düzen” oyunu, değil mi? Bugün ne kadar okulda ya da iş yerinde “Kurallar var, buna uymanız lazım!” dediklerinde isyan ediyorsak, o zamanlar durum biraz daha ciddiymiş.
Bir gün işyerindeyim, içimden bir ses:
“Eğer Ermeni Nizamnamesi burada olsaydı, şu an bir kahve içmeye bile izinim olur muydu?”
Evet, Ermeni Nizamnamesi de bunun gibi bir şeydi. Kurallar, özgürlük alanını kısıtlıyordu, ama aynı zamanda sosyal düzeni sağlıyordu. Hayatınızda ne yapmanız gerektiğini size gösteren bir “yönlendirme kılavuzu” gibiydi. Bugün ne kadar “Kurallar gereksiz, biraz daha özgür olmalıyız” diyen biri varsa, o zamanlar buna çok fazla şans yoktu.
Nizamname ile İlgili Komik Bir Durum: Hayatta Her Şeyin Bir Kuralı Olmalı
Bir gün iş yerinde bir arkadaşım bana şunu söyledi: “Ya şu iş yerinde bir nizamname olsa, ciddi ciddi hayatımız kolaylaşır ha!” Ne de olsa herkesin biraz denetim altında olacağı, kimsenin ortalığı karıştırmadığı bir yer her zaman daha düzgün işler, değil mi? Hah, işte Ermeni Nizamnamesi tam da böyle bir şey! Gerçi iş yerlerinde, şimdiki “şefler” biraz da “erkek-kadın” ayrımı, ofisteki pozisyonlar falan gibi şeylere karışsa da, eski nizamnamelerde durum biraz daha netti.
Peki, bir gün bizim ofiste “Ermeni Nizamnamesi uygulansaydı ne olurdu?” diye hayal ettim. Bunu yazmaya başladım ve işte şöyle bir diyalog çıktı:
Ben: “Bence bu iş yerinde Ermeni Nizamnamesi olsaydı, herkes kurallara uymaktan sıkılırdı.”
Arkadaşım: “Bunu dedikçe biraz daha yaşlı hissediyorum, ama tam anlamadım.”
Ben: “Aynen, işte nizamname de böyle bir şey: Hem işler yolunda gider, hem de kimse gerçekten ne olduğunu anlamaz!”
Sonuçta: Nizamname Ne Kadar Faydalı Olur?
Ermeni Nizamnamesi, aslında bir toplumun düzenli bir şekilde işleyebilmesi için konmuş kurallar dizisiydi. Bugünün modern dünyasında, bu tür kurallar bazen gereksiz, bazen ise gereklidir. Belki de asıl mesele, kuralların ne kadar esnek ve uygulanabilir olduğudur. Her ne kadar mizahi açıdan bakmak eğlenceli olsa da, bu tür kurallar bazen gerçek hayatta gerekli olabilir.
Ermeni Nizamnamesi’ne gelince, geriye sadece bir soru kalıyor: Gerçekten kurallar olmadan bir toplum nasıl sağlıklı işleyebilir? Eğer kurallar olmadan, her şeyin başıboş olduğu bir dünyada yaşıyor olsaydık, işler ne kadar düzgün olurdu? Sanırım hayatın karmaşasında, bazen kurallar olmadan işler kayboluyor. Belki de nizamnamelere bir şans vermeliyiz!